benimkiler kapıyı kapatıp kardeşini dışarda bırakıyordu. "kardeşini yanına almadan kapıyı kapatamazsın önce onu yanına al" diye diye o durumu çözdüm. uykudan uyandıklarında ilk "aa kardeşin nerde hani bakayım" gibi sözlerle aklına getiriyorum. kardeşi olmadan hiçbir yeni etkinlik başlatmıyorum. "aa kızım kardeşini çok özlemiş, ay ne güzel öptün, oo cici mi yaptın" diye sevmesini sağlamaya çalışıyorum. eline yiyecek verip hadi kardeşine götür diyorum. kardeşi ağladığında "koş bakalım bişey mi olmuş, iyi mi kardeşin?" diye panikletiyorum ve yanına gidince "hadi emziğini ver sussun ağlamasın yazık" diye yardım etmeye yönlenndiriyorum.
bizim evde tüm düzen kardeşinin iyi olması esasından geçiyor. vurduklarında "vurma hayır" diye kızmıyorum "ayy kardeşinin canı çok acıdı ağladı yazık hadi öpelim sarılalım emziğini verelim kardeşine su getirelim" falan diyorum. yani vurma diyince iyice hoşuna gidiyor çünkü yasak arzu uyandırıyor ama vurduğu için zarar verdiğini hissederse üzülüyor bida yapmıyor.
her çocuk farklı tabi orası ayrı.
biraz büyüdüklerinde de onlar sanki bir takımmış da rakip 3. kişiymiş gibi davranmayı planlıyorum.
internetteki ateş ve su oyunu gibi. biri olmadan diğerinin kazanması imkansızmış gibi. örneğin okul çağında, kardeşin okuyamazsa yeni kitaba geçemeyiz hadi ona yardım edelim gibi...