Tecvidli okunması gerek ama bu okumaya tabi ki engel olmamalı. İnsan fırsat buldukça kuran nasıl okunur öğrenmeli, tecvidli okunması gerektiği kuranda 2 yerde geçer.
Zaten harfleri çıkış yerlerinden çıkarmazsak mana bozulur. Tecvid kitaplarında örnekler var mesela, halega (hırıltılı) yarattı demek. Ama halega (hırıltısız) traş etti demek.
Şimdi ben hırıltılı okuyup “halegallahü külli şey’in” demem gerekirken dümdüz hırıltısız “halegallahü külli şey’in” desem “Allah her şeyi yaratmıştır” diyeceğime “Allah her şeyi traş etmiştir” demiş oluyorum haşa. E hadi çıkalım işin içinden? Bu Allah’a iftira etmekten başka bir şey değildir. Bize normal geliyor belki ama tehlikenin boyutu böyle.
Ancak bu mevzu sebebiyle o zaman kuran okumayayım denmez. Bu sebeple hem okunur, hem acele şekilde gerçek okuyuş nasıl olur öğrenmenin peşine düşülür.
Sevap meselesi de “amaaan boşver Türkçe okunuşla okuyunca da olur” gibi umursamaz şekilde olursa zannımca verilmez zira bu aşağı görmektir. Ki kuran mahluk değil, Allahın kelamı olduğundan ehemmiyeti diğer her şeyden üstündür.
Ama hem okunu hem öğrenilirse Rabbim amelleri boşa çıkarmayandır, sevabını verir. Burada püf nokta mümkün mertebe gerçek okunuşu öğrenme peşine düşmek.