Bende de anksiyete var. Kaygı bozukluğu lanet bir durum, çok iyi anlıyorum. Şöyle düşün, şu anda hormonların tavan ve bir anda bir sürü şey ile mücadele ediyorsun. Kucağında bebeğin var, ona bakmakla yükümlüsün, evinin işleri, kendi fiziksel ve psikolojik sıkıntıların... Şöyle düşün; hem anksiyeten var hem de lohusalık yaşıyorsun, ikisi bir arada çok zor ama sen çok güçlü bir kadınsın. Çok kısa bir süre sonra bebeğin sana bilinçli şekilde baktığında göreceksin ki artık hayatının anlamını kucağında taşıyorsun. Sana arkadaş olacak. Nefes alma sebebin artık o. Sen ona çok iyi bakacaksın, bakıyorsun da ve başına kötü bir şey gelmeyecek, çünkü sen onu hep çok iyi şekilde koruyacaksın. Sana şöyle söyleyeyim, bebeğim 1buçuk yaşına geldi ve hâlâ kaygılarım çok fazla. "Arabada giderken pencereden ya bir şey uçup kızımın gözüne gelir de ona bir şey olursa?" diye bile kaygılanıyorum. İzmir'de çok iyi bir psikoloğa gidiyorum ama inan ki iş tamamen sende bitiyor. Açıkçası ben çok fayda göremiyorum seanslardan. Kendi kendimi telkin ederek her şeyi daha iyi atlatıyorum. Kaygılarım aklıma gelince "Bunlar tamamen boş kuruntu, hiçbir şey olmayacak." diye kendi kendime çözüyorum. Şu an bebeğin minicik ve kucağında olmasa bile senin negatif enerjini, kaygını hisseder ve ağlar. Sana yemin ediyorum ki bebeğim mememi alamıyor diye ben ağlayınca bebeğim de ağlıyordu. Ne zaman ki hemşirenin uyarmasıyla, açıklamasıyla sankinleştim o zaman düzeldi çocuk. Gerçekten hissediyor ve o yüzden o da etkileniyor. Mucizevi bi şekilde bir melek dünyaya getirdin ve onun sana ihtiyacı var. Kokuna, iyi enerjine ihtiyacı var. Harika bir annesin. Kimseyi duyma, dinleme, kim bebeğine aaa şunu yap bunu yap bunu yapma derse desin hıııı deyip geç, çocuğun için en iyisi neyse sen kalbinle hissediceksin ve sen doğru bildiğini yap çünkü seni insanlar da mutsuz edecek. Duyma, dinleme, mutlu ol ve bebeğini kokla. Yalnız değilsin ♡