Yenidoğan döneminde karşılaşılan emme-yutma problemleri çocuklarda nörolojik bazı problemlerin önemli bir habercisi olabilir. Yutma anne karnında 10-12. haftalar arasında başlar ve bebek büyüdükçede yutma evrimleşir. Yirmidördüncü haftada emme-yutma paterninin olgunlaşmış paterne yakın olduğu, 32 haftalık bir bebeğin ise doğduğunda herhangi bir hastalık ya da fonksiyon kaybı eşlik etmiyorsa emme-yutma solunum koordinasyonunu başarı ile yapabilmesi beklenir. Doğum öncesi karşılaşılan problemler, bebeğin gelişimindeki yetersizlikler doğum sonrası büyüme ve genel sağlık durumunu etkiler. Bebeklerde anne karnında bazı stres ipuçları oluşabilir. Gelişimin normale göre daha yavaş olması yetersiz beslenme ile ilişkili olabilir. Bebekler 18’ haftada itibaren anne karnında sadece tüpten değil, amniyotik sıvıyıda yutarak beslenmeye başlarlar. Etkisiz ve yetersiz yutma yada anatomik yetersizlikler hamilelik dönemi esnasında görüntüleme yöntemleri ile de belirlenebilir. Gelişen teknoloji ile anne karnında iken doğum sonrası oluşabilecek fonksiyon kayıplarının öncüsü olan bir çok özellik daha rahat belirlenebilmektedir. Özellikle riskli gebeliklerde emme-yutma gelişiminin de takip edilmesi günümüzde daha önemli hale gelmiştir.
Emme-Yutma Bozukluklarının Belirtileri
Zayıf emme- yutma hareketi bebeğin anne memesini kavrayamaması, sık nefes alma, emme esnasında stres belirtileri, morarma, hırıltı, hışırtı, balgam miktarındaki artış emme-yutma problemlerinin erken evrede en önemli belirtileridir.
Zayıf emme-yutma koordinasyonuna sahip bebeklerde, havayolu ve burnu tıkalı bebeklerde nefes almak için gerekli zaman uzar, sarf edilen efor, yutma esnasında havayolunun kapanmasını geciktirir. Bu durum aspirasyon (solumun yollarına kaçması) vb benzeri semptomlara, zayıf ve düzensiz emme-yutma hareketinin gelişimine neden olur.
Emme-yutma hareketinde zayıflık; Emme becerisinin hiç olmaması, anne memesini kavrayamama, zayıf kavrama, birkaç emme sonrası yorgunluk.
Emme-yutma hareketinde kırılganlık; Emme ritim ve koordinasyonunda bozukluk ((Normal bebeklerde emme-yutma solunum döngüsü (1-1-1 ya da 2-1-1 şeklindedir)).
Beslenme esnasında ya da sonrasında kan oksijen düzeyinde düşme(Beslenme esnasında oluyorsa aspirasyon (solunum yoluna kaçma) varlığını, sonrasında oluyorsa reflüyü düşündürebilir).
Beslenme esnasında yüz ve vücutta beliren reaksiyonlar ( Göz çevresi ve dudaklarda, parmaklarda kol ve bacakların alt kısımlarında morarma, burunda kanatlaşma), genel stres, vücutta tonus artışı, göğüs genişlemesinde azalma, rijit ve esnekliğini yitirmiş göğüs kafesi aspirasyon ve ilişkili semptomların varlığını gösterebilir.
Beslenme esnasında solunum ile ilgili değişiklikler; Solunum sayısında artma ve solunumun yüzeyelleşmesi, hırıltılı ve hışırtılı solunum, yardımcı solunum kas aktivitesinde artış (Boyun ve göğüste çekilme), sık öksürme, akciğer enfeksiyonu.
Besin reddi, beslenme esnasında huzursuzluk ve ağlama.
Beslenme esnasında ya da sonrasında kusma; Reflü, motilite bozukluğu ya da diğer olası yutak-yemek borusu bozuklukları düşündürür