Hani bazı atsan atılmaz satsan satılmaz akrabalıklar vardır, bomba düşmüş gibi parçalanır başta çok iyi olan ilişkiler, sonra ne yapılır edilir toparlanır, görüşmeler edilir gidilir gelinir yine kahkahalar kopabilir belki ama o eski güven kalmamıştır, arada bir sessizlik olunca ne konusu açayım diyebilirsin, bazen sohbet dışında kaldığını hisseden kişi sırasının kendin olduğunu fark edersin... Eskisi gibi sen olamazsın her yaşadığını paylaşamazsın ne düşünür kıskanır eder mi yine, benim kıskandığımı düşünür mü başkalarına da yaptığı gibi, ya da soğuk yapar mı ya da belli sınırı aşmasak mı, herkesin görüşü kendine neye inanırsa inansın... bunu fark ettirmesen ve karşıdaki de ettirmese bile aynısını muhtemelen o da yaşıyordur. Ama tutup da bunun konusunu da açamazsın, her zaman herkese olduğun gibi herşeyi iyileştirmek için samimi görüşlerini pozitif tutumla tüm problem ve kaygıları iyileştirme çabasına girmekten korkarsın, ya önceki gibi tersinden anlamak için fırsat kollayacak ana denk gelirse, yine tersinden anlayıp kendi kompleksinin bedelini bana ödetirse kendi hayal dünyasında diye , var olan ilişkiyi öyle böyle sürdüreyim ince konulara girmeden biz yine havadan sudan devam dersin... Ama bir yerden yine nahoş hisler uyanır , mesajlaşma dilinden mi tutarsın , yemek davetinin toparlayıcı görevini layıkıyla yapamamasından mı, daha önceden alarm veren kulak tıkladığın hislerin yine bağırıyordur bu sefer görmezden gelemezsin, ama yapacak hiçbir şeyin yoktur çünkü profesyonel oyuncularla oynuyorsundur paranoyak yerine konulman an meselesi.... Uykum yok...