Bana sen yapamazsın boşver dedikleri pek bişey olmadı çocukluğumda, aksine yapmaya yönlendirme durumu vardı, yapamazsın dedikleri şeylerde inat ederdim zaten. Bi gençlik döneminde polislik hayali vardı, onu yapamazsın kazanamazsın dediklerini çok iyi hatırlıyorum. (Çok da geçmişte kalmış bi mesele olmadığından olsa gerek) Haklılarmış, yapamadım, kazanamadım. Biraz bahane gibi olacak belki ama lise birin ikinci dönemi okuldan alınıp köye götürüldüm. Liseyi açık öğretim yoluyla bitirdim. Ama nasıl bitirmek. İnternetten öğrenme imkanı yok, çoğu sınavda kitaplar elime hiç ulaşmazdı bile, ulaştığı zamanlar sınava 1 ay var, çalışılması gereken 14 15 ayrı kitap var, hatta hangi derslerden sınava gireceğimi sınav günü sabahı giriş belgesini çıkarttığımda öğrendiğim bile oldu. Liseyi bitirdim ama öyle bitirdim. Hayvanlarımız vardı, hayvanların sorumluluğu bende. Sabahtan akşama kadar onların peşinde koştur, akşam gel yemek yap bulaşık yıka, köpeklere yal yap. Doğum yapan olursa onunla ilgilen. Evde oturup ders çalışma imkanı yok, kitapları hayvanların yanına götürsen beş dakika kafanı kitaptan kaldırmadın diye boşluğunu fırsat bilip kayıplara karışan hayvanları ara iki saat. Velhasıl kazanamadım, ortaokul bilgisiyle lise düzeyinde sınava girip taban puanını 24 puan eksikle kaçırdım. Haklılardı yani, yapamadım