Biz 6 kardeşiz, 5 kız 1 oğlan. Fakir de büyüdük, zengin de. Babamın cebini de bilirdik, anneminkini de.
Almanyalardan (o zaman lüks bir yer ya Türkiye gözünde) binbir çeşit oyuncak geldiği de olurdu, topraktan çamurdan ve yamu*k bakır tavalardan yemek yaptığımız evcilik oyunlarımız da.
Hiçbir zaman hedefsiz amaçsız bir şey elde ettiğimi hatırlamam. Şu an bile bu bende bir düstur olmuş, markete girerken bile bir hedefim var, listem var, onu en kısa sürede elde etme çabam var. Cebimde bol param da olsa aldığım her şeyi kafada hesaplamayı öğrenmişim. Çünkü değer bilinci verilmiş elhamdülillah.
Erkek kardeşim sizin küçük gibiydi. Ama onun için de hedefsiz bir oyuncak alınmadı. Hedefine ulaştıktan sonra ne yapacağımız bizi ilgilendiriyor. Ablam hala ilkokuldaki defterini 0 çizikle saklar mesela, ben geçen aylarda aldığım ajandayı doldurdum neredeyse. Ama bedava almadık, hedefsiz çabasız bir şey elde etmedik. Ediliyorsa o kıymetsiz geldi çünkü yerden bir çöp parçası hedefsiz alınabilir, taş, yaprak vs gibi nesneler çabasız elde edilebilir. Ve biliyoruz ki bunlar değersiz şeyler.