İşte o gün gelmişti. Behüce nin eşi farklı bir şehirde iş bulmuştu ve bu sefer gideceklerdi. Farklı bir şehir , farklı insanlar ve çok farklı bir Behüce.
O gün sabah erkenden kalkmıştı. Kuzusu da uyanmıştı. Kuzucuğunu daha yeni aldığı Hero Baby meyveli ile doyurdu ve tekrar uyuttu. Her ne yaşanırsa yaşansın gidecekti kimseyle küs gitmemeliydi. Eşi dostu hatta kaynanasını bile çağırdı. Bir eğlence düzenledi. Kendi yaptığı lohusa tacını da taktı. Misafirler bebeğe hediyeler getirdi (Altın getirenleri not aldı ) Kayınvalidesi hem hediye getirmiş hemde bebeğe isim takmıştı. Behüce hiç umursamadı. Gülümsedi geçti. Daha önceden sipariş ettiği bebek süslerini misafirlere keyifle dağıttı. Bir hafta öncesine kadar kaktüs e dönmüş ruhu artık papatya gibiydi. Diyette olmasına rağmen o gün bolca tatlı yedi. Öyle ki o partide giderayak görümcesine çöp çatanlık bile yaptı.
Eşide yeni işine başlamadan önce bedelli askerligine gitmiş ve bu gün geri dönüyordu. Akşam beraber eşiyle "Baba Mirası" izlemeye gittiler. Uzun zaman sonra eşiyle beraber sinemaya gitmişti.
Ertesi gün gün boyu gelen giden olmadı kafa dinledi sadece kuzucuğunu bı doktora kontrole götürdü. Akşamda gitmeden kendilerine yatak odası takımı bakmaya çıktılar. Eşi ailesine düşkündü o yüzden biraz hüzünlüydü ama kararlıydı Beüceyle yeni bir hayat kuracaktı. Behüce eve gelince telefonunda bı resim vardı o resmi eşine gösterdi. Eşi kedi saksı bardak masa var dedi oysaki Behüce çıplak kadın görüyordu. Behüce hala belki bir ruh hastasıydı ama o artık çok kısa zamanda yeni hikayelere yelken açacaktı...