Biz iman etmekteyiz ki dünya hayatında bizlere isabet eden gerek nimet ve gerekse musibet Allah’ın dilemesiyledir. Başımıza gelen her hayırlı, güzel şeyi Allah’tan, her kötü durumu nefsimizin kötü hallerinden bilmek şiârımızdır. Hal böyle iken bir kimsenin “senden gelecek hayır Allah’tan gelsin” demesi aslında nimetlerin, hayırların asıl menbaının Allah olduğunu bilmemek demektir. Bu cehaletin yanı sıra, söz konusu ifade, hâşâ, Allah’tan gelecek bir hayrı kerhen kabul anlamına da gelebileceğinden kullanımı şer’an gayet sıkıntılı ve uygunsuzdur.
“Güzele bakmak sevaptır” ifadesi asıl manası itibari ile doğru fakat galat-ı meşhur olarak halk arasında kullanıldığı manası ise şeriata muhaliftir. Kur’an’da “şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardına gelmesinde akıl sahipleri için ayetler vardır” buyrulmaktadır. İşte, güzele bakmaktan kasıt, Allah’ın gayr-ı metluv ayetleridir, yani kâinat kitabındaki güzellikleri seyretmek, okumaktır. Bu ise elbette sevaptır, ecre müstahak bir eylemdir. Oysa bugün bu ifade, aslından kopartılarak “güzel bir hanıma bakmak sevaptır” şeklinde çoğu zaman kasıtlı bir şekilde, bazen de bilinçsizce kerih bir ameliyeye sebep gösterilmektedir. Herkesçe malumdur ki yabancı bir hanımın yüzüne, evlenme öncesi müstesna, devamlı surette bakmak dahi uygun değildir.