GÖNÜL DİLİ - “Şimdi ben sana, dilsiz-dudaksız, gönül diliyle yeniden yeniye eski sırlar söyleyeceğim, dinle!” Mevlana Gönül dili; harfsiz, sessiz, lafsız, hâlle, gönülle konuşulup anlaşılır. Gönül dili bildiğimiz lisan değildir; muhabbettir, neşedir, zevktir, ruh ve maneviyat dilidir. Yüce Allah, gönül sahibi (ulü’l-elbab) kimseleri “sözü dinleyen ve sözün en güzeline uyan kişiler” (Zümer, 39/18) olarak tanıtır. Demek ki, önemli olan konuşmak değil, söz dinlemek ve iyi ve faydalı sözlere tabi olmaktır. Gönül dili, bir yandan gerçek dost olan Cenab-ı Hak ile irtibatımızı sağlar, diğer taraftan ise O’nun yarattığı kullar arasından dostlar edinmemizi ve başka insanlarla iletişim kurmamıza yarar. Gönül dilini bilmek için, her şeyden önce gönül sahibi olmak; ya da gönül sahibi bir Allah dostundan o dilin inceliklerini öğrenmek gerekir.