Okuduğum çoğu post yalnızlıkla ve mutsuzlukla ilgili. Çevremde de herkes yalnız kimsenin derdini anlatacak bir arkadaşı bir dostu bir aile yakını yok. Aileler birbirinden hem mesafe olarak hem de ruhen birbirlerine uzaklar. Aynı evin içinde eşler dahi birbirine uzak birbirini anlamıyor birbiriyle sohbet etmiyor. Herkes o kadar bireyselleşmiş ki kimsenin kimseye ihtiyacı yok gibi davranıyor ama aslında bir dinleyene bir selam verene bir sarilana çok ihtiyacı var herkesin. Benim oturduğum apartmanda dahi kimse kimseye selam vermiyor hangi dairede kim oturuyor kaç çocuğu var bir derdi mi var bilinmiyor. Ben evimde hastalanıyorum bı kapımı çalan yok. Oysa ki yazın kaynanamın yanına köye gidiyorum aynı avlunun içinde koca bir sülale oturuyor sabah kalkinca yengemin tavukları çağırma sesini duyuyorum kaynanamın okula giden çocuklara geç kaldınız diye balkondan takılışını duyuyorum fırına ekmek yapmaya giden kadınların fırına gelin de pide yapıp yiyelim diye bizi çağırışı... o kadar guzel ki. Biri birşey pisirince tüm sulale kokusuna onun evine doluyor hep beraber yiyoruz. Asla yalnız değiller psikolojileri çok iyi. Eşime diyorum emekli olunca köye yerleselim diye. Şehirde neden bu kadar yalnızız 18 aylık oğlum var burada daha hiç çocuk görmedi