Ben küçükken gittiğimiz tüm düğünlere kot pantolon düz bi tişört ile giderdim. Üvey annem elbise almazdı hiç, erkek çocuğu gibi gezerdim saçlarım 3 numara ayağımda siyah erkek ayakkabısı. Yoldan bulduğum renkli bi tokayı saçıma takmaya çalışmıştım babam dövmüştü o.. umu olacaksın başımıza diye . Amcamın düğününde kuzenlerim gelinlik giymişti, yaş ortalamamız 8-9 . Babamdan çok istedim, ben bıdı bıdının kızı gelinlik giymiş dedirtmem dedi. Oraya da kot pantolon tişört. Şimdi kızım sokakta oynarken bile elbise giymek istiyor, alışveriş yaparken elbiselere daha çok yoğunlaşmışım demek ki istemeden. Birde hiç kot pantolon almıyorum giydirmiyorum. Bi gün biri hediye olarak getirmişti öyle bi denedim çocuğa resmen çocukluğum geldi gözümün önüne. Sevmedim bunu dedi çıkardım başkasına verdim. Aslında mesele bi pantolon bi elbise de değilmiş. Sevilmemekmış. O kadar varlığın içinde küçük bi kız çocuğunu erkek gibi giydirmek, ona ufacık bi bayram sevincini çok görmekmış. Duygularımızın isteklerimizin olmasına izin verilmemesiymış. Kızımı bütçem yettikçe zorlamadan çok abes eşyalar olmadan kendi isteğine göre giydiriyorum. O mutlu oluyor, çocukluğum bi nebze olsun rahatlıyor.