Bakara suresi 173. Ayet.
Fıkıhta, bu ayeti kerime nas alınarak; "Zaruretler, mahzurlu olanı mübah kılar." Diye bir kaide vardır. Bu, mecbur kalındığında yapılmaması gereken şey yapılabilir demektir. Ancak hemen devamında akla bir soru gelir, o şey nereye kadar yapılabilir. Her zaman mı? Bir anlık mı?
Bunun için yine aynı Ayeti nas (delil) alarak; "Zaruretler, kendi miktarınca takdir olunur." Denilmiştir. Bu da, mecburiyetler kendi durumlarına göre ayrıştırılır demektir. Buna göre ölüm tehlikesi geçiren birisi yiyecek bir ot veya hayv*n dahi bulamazsa, zaruri miktarda domuz veya leş eti yiyebilir denmiştir. Ancak zaruriyeti onu ayakta tutacak kadardır. Fazladan yenen 1 lokma bile haramdır.
Bu ayet delil alınarak durum şu şekilde açıklanmıştır; örneğin, bir kadın ehil bir kadın doktor bulamazsa, hastalığı keyfi değil zaruri olduğundan mütevellit erkek doktora muayene olabilir. Bu her hastalık ve branş için geçerlidir, öncelikle kadınlar kadın, erkekler erkek doktor aramalıdır. Bulunmadığı takdirde hastalık zaruriyet doğuracağından karşı cins doktora muayene olabilir.
Kadın hastalıkları için de aynı konu geçerlidir. Kişinin şehrinde kadın doktor bulunmaz, mecburen erkek doktora gider muayene olur. Ancak günümüzde kadın doktorun olmadığı büyük şehirler gibi bir mecra bulunmadığından (küçük ilçelerde bulunmayabilir) kişinin kadın varken erkek doktora muayene olması, yemek varken domuz eti yemesinde nasıl hüküm harama çevriliyorsa bu durumda da harama çevrilir. Çünkü zaruriyet ortadan kalkmıştır.
İnşallah açıklayıcı olmuştur.