Öncelikle uzun olacak, baştan söyleyeyim. Mümkün olduğunca açık yazmaya çalışacağım.
Şimdi bu cumartesi (yani dün) öğleden sonra 3te Kız kardeşimin istemesi vardı. Bunu eşime pazartesiden beri söylüyorum ki beni perşembeden anneme bıraksın temizlik yapalım diye.
Neyse bıraktı Allah razı olsun ondan ancak beklenmedik bir durum gelişti. Eşimin dedesi beni bıraktığı gün yani perşembe ikindi gibi vefat etti. Ben haberini alır almaz aradım, bana "bu gece orada kalırsın" dedi. Benim dedem hiç yok, haliyle dede ölmesi ne demek anlayamıyorum. Benim sadece babam öldü ama dedesi, eşim için babasının ölümü kadar şiddetli olmaz diye düşünmüştüm.
Ertesi gün cuma namazından sonra da defnedildi. Cuma sabahtan beri mesajıma cevap da vermedi. Burada apar topar yanına gitmem gerekiyordu biliyorum ama gitmedim, o da çok normal davranıyordu. Bana bu konuda kızmakta çok çok çok haklı.
Akşam oldu konuştuk ettik her şey güzeldi, hiç bir sorun yoktu. Onlarda taziye 3 gün olur, o gün ilk gündü.
Cumartesi oldu 3te isteme var, beni 11 gibi aradı birden diyor ki "hadi kalk taziye evine gidiyoruz."
"Tamam" dedim "gidelim ama 3te burada olmam lazım, isteme var biliyorsun."
"Yetişemeyebiliriz" falan diyor, biliyorsunuz nisan yağmurları şırıl şırıldı.
Dedim ki ben de, "Yetişmemiz lazım. Neden beni vefat eder etmez almadın veya dün sabah definden önce alabilirdin. Definden sonra da boştun. Bu vakitte dolu olduğumu biliyordun neden bu vakti bekledin?" Kavga tartışma türü bir şey yaşandı. O sinirle ona "Bencil" dedim, "sen bencilsin" dedi. Yani aslında ikimizde hem haklıydık, hem haksız.
Taziye evine gittim, orada sureleri okudum, bağışladım, yemekti, çaydı derken saat 3ü buldu. Ben zar zor 4e çekmiştim vakti yani herkes beni bekliyor. Kürt taziyelerinde dıdısının dıdısına kadar da herkes geliyor yani bitmez. Benim de sülalemin toplamı, eşimin çekirdek ailesi kadar. Az kişiyiz. Babam öldü, ablam başka şehirde oturuyor. Bir tek biz varız yani annem, dayım, erkek kardeşim, 2 ablam ve ben.
Eşim geldi apar topar çıktık yola, tabi arayı da bir şekilde hallettik gibi oldu. 2 taraf da kendisinin tarafına ara verip karşı tarafı dinlediği için elhamdülillah hak verdik. Çok şükür bir sıkıntımız kalmadı.
Sonradan öğreniyorum ki annesi doldurmuş, o niye yok, niye gelmedi gibi gibi. Halbuki benim de 4 aylık oğlum o çarşamba sünnet olmuştu ve sabahtan akşama kadar ağlamaktan harap oluyor.
Olay bundan ibaret. Ben olayın içinde taraf olduğum için neyin doğru neyin yanlış olduğunu tam göremiyorum. Evet, haberi alır almaz alelacele eşimin yanına gitmem gerekiyordu. Orada bencilim. Onun da beni götürmek için bolca vakti varken benim dolu olduğum saati seçmesi bencillikti.
Ne düşünüyorsunuz?