Doğma büyüme Antalya'lıyım. Oranın da batı sayılmaması lazım hani güneybatı olsa bile nihayetinde Türkiye bir doğu ülkesi.
Orada insanlar 3'e ayrılıyor. Yerli halk olan yörükler. Sonradan gelen ama kendini yerlisi sananlar (ben bunlardanım) Bir de turist halk.
Sizin akrabalar tamamen sonradan gelen güruha giriyor. Yörükler de cahildir ama ilim yönünden cahildir yoksa hak hukuk irfan bilirler. Örf adet gelenek görenek ayıp ve kim ne der onlar için önemlidir. O yüzden yerli halk sizin akrabaların yaptığını ASLA yapmaz.
Sonradan gelenler de birkaç bölüme ayrılıyor. Emekli yaşlılar, iş var diye gelip temel atanlar, yılın yarısı başka yerde yarısı burada tatile gelenler.
Antalya'da şöyle bir algı var "Kimsenin hayatı senin hayatın kadar mühim değil." GERÇEKTEN HER YÖNDEN CAHİLLİK PAÇALARDAN AKIYOR VE BUNU KİMSE KABUL ETMİYOR.
Komşuluk anlayışı, mahalle düsturu veya raconmuş gelenekmiş görenekmiş kimsenin umurunda değil. Batının en saçma sapan özellikleri burada var evet ama yine de asla ama ASLA kendilerini bir halt sanmamaları lazım.
Orada Rus ve Alman turist çok olur, onlar yüzünden her yer dehşet şekilde bozuldu. İnsanlar da öyle.
Oraya gelen de zaten kendi memleketindeki zoraki gelenek ve göreneklerden kaçmak için geliyor. Altın falan takmazlar mesela düğünlerde, abes gelir. Halbuki kendi düğünlerinde beklerler.
Görüp görebileceğin en görgüsüz insan topluluğudur Antalya. Ramazan bayramına şeker, kurban bayramına et bayramı demeyi üstünlük sayarlar.
Hele bir de merkezde Lara tarafında yaşıyorsa sanki dinle ilgili herhangi bir şey söylerse gerici diye yaftalanacakmış gibi asla ağzına almaz. TAM BİR UTANÇ KAYNAKLARI YANİ. Kıyafetler bile poponun yarısında biter, marifetmiş gibi de övünürler. Kıyafetin kapalılığına göre seni AÇIKTAN VE SESLİCE aşağılarlar.
Evet coğrafyayla bir alakası var bu durumun ama bozulmayan da bozulmuyor.