Benim babam gazeteciydi, haliyle herkesçe de tanınıyor. Neyse ben yeni ergenim, facebook vardı o zamanlar. Babamı da görüyorum ne paylaşmış, ne etmiş.
Hep anneme şiirler atardı ismiyle akrostiş şeklinde. Deli romantikti babam hatta ilk evlendiği sene para yok pul yok, o dönem ek iş olarak elişi pankart hazırlıyor. Çizimi de kaligrafi yeteneği de şaheserdir. Gitmiş, zar zor buldukları gecekondu evin içine, duvara kocaman annemin portresini çizmiş. Oradan çıkarlarken de ev sahibi boyamalarını istememiş, öyle kalmış orası.
Velhasıl, anneme körkütük aşık bir adam ya babam, bir gün biri beni arıyor diyor ki "Alaska, kızım. Ben senin yeni annen olacağım." Daha bir ton bir şeyler diyoe tabi de bende şalterler attı birden. Kadına ne söylediğimi hatırlamıyorum bile.
Kim ulan bu kadın? Yeni anne ne demek lan? Adımı nereden biliyor? Kafamda bir ton soru, soluğu babamın odasında aldım. Garibim gece boyu çalışmış uyuyor ama benim aklım başımdan gitmiş.
Dedim "Baba kim bu kadın bana anne dicen falan diyor?" Diye bir uyandırdım adam panik şok korku üst üste yaşıyor. Haberi yok hiçbir şeyden. Annem de yanımda.
Hesap sordum durmadan babam da kimmiş bu kadın diye hem sinirleniyor hem de beni tamam kızım ben halledicem yok öyle bir şey diye sakinleştirmeye çalışıyor. Annem de içten içe meraklı, sinirli ama bir yandan da gülüyor. Diyorum ne gülüyorsun, omuz silkiyor. Babamın o haline gülüyor aslında.
Meğer kadın babamın büroda çalışan biriymiş ve anneme olan aşkını dinlemiş, kıskanmış, adımı da hep bizi anlatmasından öğrenmiş, kendi kendine babama göz koymuş. Babam direkt çıkışını verdirtti, uzaklaştırma kararı aldırttı. O hafta babam gelip gidip beni öperek ne güzel korudun anneni erkek misin sen alaska abi diye dalga geçmişti. Allah rahmet eylesin.