Sanırım biraz açıklama yapmak gerekiyor ki yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim.
Öncelikle avret konusunu sormuşsunuz, onu ele alalım. Avret nedir, kaça ayrılır?
Avret kadın ve erkeklerin vücudunda şer'an örtmesi gereken yerlere denir. 3'e ayrılır. Namaz, Nazar (bakmak) ve Lems (tutmak)...
Ayak da avret değil diye geçer ancak dışarı açmak haramdır. Peki bunda da bir açıklık yok mu? Bu yüz el meselesi de buna benzer. Ayağı namazda belli yere kadar açmak serbesttir, kimi alim sadece üstü der, kimi altı. Ancak netice itibariyle genelde cumhur ulemasının görüşü esas alınır. Bazı kere de imameynin.
Namazdaki avret ve dışarıya çıkarken örtülmesi gereken avret nasıl farklıysa, bu meselede de öyle farklılık vardır.
Ayrıca şunu da açıklığa kavuşturalım. Türkiyede insanların çoğu Hanefi, birazı da Şafii mezhebindendir. Hanbeli ve Maliki mezhebini tercih eden kimseler çok çok çok nadir olur. Buna göre de genelde bir duruma önce Hanefi, sonra eğer farklıysa şafii hükmü verilir.
Hanefi ve Maliki mezheplerine göre kadının yüzü ve elleri avret değildir.
Şafii ve Hanbeli mezheplerine göreyse avrettir. Hanefi bir kimse, Şafii mezhebinin hükmünü alamaz. Bu sebeple Ahmed bin Hanbelin tırnaklarına kadar avrettir hükmü Hanefi mezhebindeki biri için diğer hükümler gibi geçerli değildir.
Yüz haram değildir derken de hiçbir şekilde Ahmed bin Hanbel hakkında ehli sünnet değildir demedim, demem de. Çarpıtmayın. Altında tabi ki biz o kadının mezhebini itikadını bilemeyiz diye not da düştüm. Görmek istediğiniz yerden görmeyin.
Ehli sünnet olmayan mezhepler denince akla 4 hak mezhepten hariç diğer mezhepler gelir. Şia, mutezile, Caferiyye vb gibi.
İftirada ve zanda bulunmadığıma açıklık getirdiğime göre esas meseleye geçebiliriz.
İslam fıkhına göre Nur suresi 31. Ayette Allahü teala "...Kadınlar ancak zahir olan yerlerini açsınlar..." Diye geçen bir kısım vardır. Buradaki zahirden kastı siz biz anlayamayız. İslamın ilk müctehidlerinden ve sahabei kiramdan olan İbni Abbas (ra) buradaki zahire "Kadının süs mahalleri, yani elleri ve yüzü" demiştir.
Eline dışarıda ihtiyaç duyar, alışveriş yapar ve evli olduğunu ima eden yüzüğü aşikar eder diye. Yüzü de tanınması için.
Bunları açmasına ruhsat vardır. Kapatmak FARZ DEĞİLDİR. Ancak şöyle bir mesele daha var ki; İbni Abidin (ra) "Eğer zaman, fuhşiyatın yaygın olduğu fitne zamanıysa, kapatmak her ne kadar farz olmasa da fitneye sebep olmamak ve düşmemek için vaciptir." Demiştir. Yine İbni Abidin (ra) ve müteahhir ulema der ki; "Kadınların fitne zamanında yüzünü dahi tanınmasına engel olmayacak şekilde kapatması gerekir." Bu mevzu Reddül Muhtar adlı fıkıh kitabında açık ve net şekilde geçer, araştırabilirsiniz.
Yüzden kasıt, Saç bitiminden çene altına kadar olan kısımdır.
Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder. Böyle biri olmaktan çok korkarım.
Doğa hanım, bana veya bir başkasına fetva hattı kurmanıza gerek yok. Kitaplar orada, açar bakarsınız.