Liya’nın koliğinin bitmesine rağmen ağlamalarının bitmediği günlerdi. Saya saya üç ay şafağını da bitirmiştik oysaki. Sonra “ Sen bir okut bebeğe rahatlar” dediler.
Annemin karşı komşusu vardı. Yattığı yer nur olsun ağzı dualı, güler yüzlü bir zat, Gürel Dede.
Bahçesine girdiğinizde gülün daha önce hiç görmediğiniz türlerini ve renklerini görebilirdiniz. Tevatür müydü bilinmez, söylediklerine göre yalnızca kökünden biten bitkileri dalından dikerek filizlendirmeye başarıyormuş.
Liya’yı bilmiyorum ancak ben daha bahçeye adımımı atar atmaz ferahladığımı söyleyebilirim.
Kısa bir hoşgeldin faslından sonra bahçesinden elleriyle yaptığı gül şerbetini ikram etti. Ben tabi hep ayaktayım, Liya’yı hoplatıp duruyorum, dans ediyor da olabilirim otomatik pilot anaya bağladım bilmiyorumBir ağlarsa susmak nedir bilmiyor zira.
Sonra utana sıkıla meramımızı anlattım. “Herhangi bir sağlık sıkıntısı yok ama sürekli ağlıyor, bir okusanız biraz rahatlar mı acaba.”
“Bebeklerin ağlamasından bu kadar korkmayın” dedi. “ Onların ağlamalarına Allah rızası için katlanır , şikayetlenmezseniz anne babasına şefaatçi olurlar.”
İlk uyanış bu cümle ile başladı. Ancak “Dün duydum bugün uydum”kadar kolay da değildi elbet uygulamak. Geçen gün okur dostlardan biri çocuğuna davranışı için “Funda Hanım olsa böyle yapmazdı” demiş. Emin olun Liya’ya yaptığım anneliğin yalnızca onun ağlamalarına katlanmak olduğunu hissettiğim zamanlar oldu. Bir çocuk uyanık olduğu sürenin %90’ında ağlar mıydı? Ağlıyordu işte.
Sonra Gürel Dede’nin söylediğini uygulamaya niyetlendim. Siz halis bir niyetle yola çıkarsanız, yel getiriyor, sel getiriyor hakikaten. Muhteşem insanlarla yolum kesişti sonra, harika kitaplar geçti elime bu yolda. Diyordu ki onların birinde “Allah nezdinde kulun öfkesini yutmasından daha sevimli hiçbir şey yoktur.”
İnsanın bir başka insan için yaptığı fedakarlık nefsine ağır gelebiliyor, ancak sonunda Allah rızasını gözetiyorsa öfkesini yutmak, hatta mecburi ilişkilere katlanmak çok daha kolay oluyordu. İster evladınız olsun, ister eşiniz hatta anneniz babanız ya da kayınvalideniz , eltiniz vs. İnsanoğlu bir insan hatırına yapamadığı şeyleri ilahi bir güç rızasına çok daha kolay yapıyordu ve mükafatını da iki cihan da alıyordu şüphesiz. Sizlere de fısıldamak istedim.