Cinlerin, maddeye nufuz edip onun yerini değişirme ve bulunduğu yerden başka bir yere götürme kabiliyeti vardır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de geçen ve Hz. Süleyman (as) ile ilgili kıssada, cinlerin Hz. Süleyman (as)'ın emrinde çalıştığı ve onun işlerini gördüğü anlatılmaktadır. Ancak cinler her zaman ve her istediği insana ve eşyaya nüfuz edemez.
Cinlerin ve bütün mevcudatın üstünde halife olarak gönderilen insan, mahiyet ve yaratılış özelliğinin, yanı sıra, zeka, akıl, hafıza, muhakeme ve ibadet bakımından cinlere nazaran üstündür. Semavi bir dinden ders almayan bazı cinler, şeytandan aldıkları ders ile karakter itibariyle insanların bu üstünlüğünü kabul etmezler; onları kıskanırlar.
Bununla ilgili olarak Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de,
“Şüphesiz biz insanı ahsen-i takvimde yarattık.” (Tin, 95/4)
buyurmakla, insanın sadece cinlerden değil, bütün varlıklardan daha üstün olduğunu bildiriyor.
Cinler, insanların üstünlüğünü tanımadıkları gibi, onları güç durumda bırakır ve kendilerine muhtaç olmaları için ellerinden geleni yaparlar. Cinlerin mahiyetini ve yapılarını bilmeyenler, cinlerden medet umarlar. Cinci ve üfürükçüler, bu safdilleri ve bilgisizliği iyi değerlendirirler.
Cinlerin mahiyetini, yapılarını ve bünyelerini bilmeyen kişiler, bazen onları gözlerinde çok büyütürler. Yani cinleri her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, üstün kabiliyetli, insanların fevkinde görürler veya gösterirler. Bu tamamen bir hezeyandır.