Çok ama çok hak verdiğim bir post. Yarış atı değil insan yetiştiriyoruz. Çocugumun 3 yaşında bütün harfleri sayıları ingilizce kelimeleri bilmesi marifet veya bir beceri değil, sadece ailenin ego tetmin etme savaşıdır. "benim çocugum herşeyi biliyor" kafasından çıkarsak eğer daha mutlu, kıymet bilen, azla yetinen, hayattan zevk alan, küçük şeylerle mutlu olabilen bireyler yetişecek. Etkinlikler elbette yapılacak, AMA KARARINCA. Etkinlik illaki boyama yaptır, sayı öğret, renkleri tanıt değildir. Anneyle yaptıgı bir kek etkinliktir, anne evi toplarken yastıkları yerleştirmesi bir etkinliktir. Anne dolabını düzenlerken hadi kırmızı çoraplarını da sen yerleştir, gri kazaklarını sen katla demek bir etkinliktir. Günde belirli bir zaman ayırarak etkinlik saati yapılabilir, bir gün çocugunla kitap saati yaparsın, diğer gün hamur saati yaparsın vs. Ev işine yardım etmekte çocuk için çok önemli bir etkinliktir tabiki. Çocukları bırakın çocukluğunu yaşasın. Yaşından fazla sorumluluklar yüklemeyin. 3 yaşında 4 yaşında veya 5-6 yaşında harf bilen onu bunu bilen çocugum olmasın, ama oyun oynamayı, yaramazlık yapmayı, çılgınca koşturup eğlenmeyi, çığlık atmayı, hoplayıp zıplamayı, itiraz etmeyi, hayır demeyi, kendi istediği şeyde diretmeyi, kendi kararlarını verebilmek için gösterdiği çabada başarılı olmayı bilen çocugum olsun isterim. Öyle de yetiştirmeye çalışıyorum çok şükür. Akademik bilgiler elbet öğrenilecek okul hayatında, gerektiğinde ve zamanı geldiğinde zaten destek olacaksınız. Elbet bunalıp zorlandıgımız sesimizi yükselttiğimiz kızdıgımız zamanlar olacak, bizde insanızya hani.. Oğlum 31 aylık 5-6 ay kadar kreşe gitti orda birçok akademik bilgiler öğrendi, evde desteklemedim üstüne düşmedim, o bize bilgisini gösterdiğinde takdir ettim ne kadar güzel dinlemişsin öğretmenini de öğrenmişsin dedim. Aferin biliyorsun demedim, bildiğini değil davranışını övdüm. Çünkü 31 aylık çocugum zaten yaşının gerektirdiğinden fazla şey öğrenmişti ve bende tekrar edersem bunalacaktı. Çocugumu kimseyle yarıştıramam...