Geçmişe değil anı yaşamak ve ana alışmak insanın hayatta yol almasını en kolay hale getirecek etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Hayatta attığımız her adımın da ama küçük ama büyük bir getirisinin, yeni bir hayat biçimi ve yaşama şekli getirdiğini biliyoruz. Erken ve genç yaşlarda bekarken, okurken, çalışırken ona göre bireysel kendimizin seçtiği bir hayatımız oluyor. Değil evlilik, çocuk hayatımıza yeni birini alırken bile yaşama biçimimiz değişiyor. Evlendiğimizde, çocuk sahibi olduğumuzda, ev sorumluluğu ile birlikte iş sahibi olduğumuzda yaşama biçimimiz değişiyor sorumluluklarla beraber, sıkıntı, strest, kaygı, telaş, başkasının yerine düşünme ve sorumluluk alma gibi bir sürü etkenler ortaya çıkıyor. Bunlar normal ve hayatın olağan akışı. Zorluk çekebiliriz ama eski günleri özlemek yerine anın ve günün güzelliklerine, akışına kendimizi alıştırmak özlem denen şey kalmayacak. Hatıralarda hayatın bir bölümü, güzel ve heyecanlı bir zaman dilimi olarak kalacak. Hayata nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Güzel bakarsanız güzel yönlerini. Kötü, endişe ve korkuyla bakarsanız o yönünü...