Hemen açıklayayım birtanem. Öncelikle böyle düşünmen bir yere kadar normal çünkü insan bilmediği zaman anlamaya çalışıyor.
Allahü teala ayetinde şöyle buyurur; "Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır." (Ali İmran, 178.)
Firavunun kıssasında olduğu gibi. Firavun ilahlık iddia etti ve şuan İ*railin yaptığı gibi pek çok canı katletti. Zulüm mü? En alası. Kibir mi? En büyüğü. Kötülük mü? En şiddetlisi. Hepsi onda mevcuttu. Aynı şekilde Nemrut da böyleydi. Pek çok katliam yaptılar ama vadeleri dolmadan helak olmadılar. Neden?
Çünkü Allah yarın ahirette onların zerre kadar hakkı olsun istemediği için bu geçici dünyada onlara dokunmadı. Ahirette ise en şiddetli azabı onlara hazırladı. Çünkü Allah yarına bırakır ama yanına bırakmaz.
Kardeşlerimize gelince; Sondaki lezzet ve nimet, çekilen çile ve şiddetin yoğunluğu kadardır. Bir dikene 1 sevap veren Allah, bir bombaya ne kadar sevap veriyordur, hesap etmek lazım. Bir bebeğin ne günahı olabilir ki? Bir çocuk neyi hak etti de başına bunlar geldi? Bunlar sorulması en mümkün sorular. Ama cevapları da var.
Zira imtihan dünyasında Mü'minin başına gelen büyük küçük her musibet işlediği ve işleyeceği günahlarına kefarettir. Hiç mi günahı yok, ana babasının günahına kefarettir. Onlarda da mı yok? O zaman başına gelen musibetlerin miktarınca cennetin en üst kademelerine çıkar ve peygamberlerin makamından makam elde eder. 8 cennet içinde her cennet bir öncekinden daha daha daha güzel ve nimeti boldur.
Bir başka ayeti kerimede de Allahü teala; "Biz, Kitap’da (Tevrat) İsrailoğullarına şunu bildirdik: Yeryüzünde elbette sizler iki kere fesat çıkaracaksınız ve kibirlenip azgınlık göstereceksiniz. Birinci fesadın vadesi geldiği zaman, üzerinize çetin savaş ehli birtakım kullarımızı gönderdik ve bunlar evlerinizin arasına kadar girerek sizi araştırdılar. İşte bu vuku’bulmuş bir vaad idi. Sonra sizi onlara karşı galip getirdik; mallarla ve evlatlarla sizi nüfus bakımından da çoğalttık. Eğer güzel işler yaparsanız kendiniz içindir, kötü işler yaparsanız o da kendiniz içindir.
İki va’deden ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü karartarak kötülük yapmaları, önceden mescide girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz. Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Fakat eğer geri dönüp aynı şeyleri tekrar yaparsanız biz de aynı şekilde sizi helak ederiz. Zaten biz cehennemi kâfirlere has kıldık.” (İsra, 4-8.) Bu ikinci ordu Babil Kralı Buhtunnasr’ın ordusudur. Milâttan önce 605-562 yılları arasında hüküm süren, Yahuda Devleti'ni ortadan kaldırarak Kudüs'ü ve Süleyman Mâbedi'ni yakıp yıkan Bâbil kralıdır.
Ayette bir daha aynı şeyi yaparsanız, biz de sizi aynı şekilde helak ederiz buyuruluyor. Şu an İsrailin yaptığı şeyler bu ayete girer. Helak yakındır.
İstelik çok meşhur bir hadisi şerifte; "Ebû Ümâme (r.a.) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Ümmetimden bir topluluk daima hak üzere olacak ve düşmanlarına kesin bir şekilde üstün gelecektir. Allah’ın emri gelinceye dek şiddetli geçim sıkıntısına düşmeleri durumu hariç, muhalefet edenlerin muhalefeti onlara zarar vermeyecektir.”
“Yâ Rasûlallah! Onlar nerededirler?” dediler.
O: “Onlar, Beyt-i Makdis’te ve Beyt-i Makdis’in etrafındadırlar” buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 36/657, no: 22320)
Bu hadisi şerifte bize müjdelenen topluluk açıkça bellidir ki Filistin halkıdır.
Bir başka hadisi şerifte de; "Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları kırıp mahvedecekler. Öyle ki, Yahudilerden bir kimse bir ağaç veya bir taşın arkasına saklanacak olsa, o ağaç ve taş dile gelerek "Ey Müslüman, ey Allah'ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür," diyecek. Sadece Ğarkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır. (Müslim, Fiten, 82)
Yahudiler de Allahın Rasulüne (sav) iman etmemelerine rağmen bu hadisi şerifin hak olduğunu biliyor ve ona göre de kaçınmak için israilin 4 bir yanına ğarkad ağacı dikiyorlar. Onlar da biliyorlar helak olacaklarını ama o zaman kadar zulüm edebildikleri kadar etme peşindeler. Zira onlar ayette de geçtiği gibi dost değiller. "Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez." (Maide, 51)
Kur'an-ı Kerim'de onların dünyaya taptıkları, çok yaşamak istedikleri, mal-mülk elde etmek için HER YOLU meşru gördüklerinden dolayı alçaltıcı bir azaba müstehak oldukları zikredilmektedir. Yine Kur'an'da Yahudilerin maddiyat elde etme hususunda çok aşırıya gitmelerinden dolayı onlara önceden helal olan şeylerin, sonradan haram kılındığı ifade edilmektedir. (Nisa, 4/160-161)
"Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça, kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır. Hepsi bir değildir; Ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar." (Al-i İmran, 3/112-113)
"İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman "inandık" derler. Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "kininizle geberin!". Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir. (Ali İmran, 139)
Hülasa-i kelam; Yahudi milleti, İsrail ve içinde zulme ortak olanların helakı yakındır. Zira Allah, hiçbir zulmü zalimin yanına kâr bırakmaz. Dünyada bir ceza verecek olsa, bu ahiretteki cezasına kefaret olacağı için o zalimlere dünyada değil, ahirette cezalarını vermek istiyor çünkü dünya cezası 3 5 gün/ay/yılken, ahiret cezası dünya zamanıyla milyonlarca seneye tekabül eder. Ki kafirler için cehennem sonsuzdur. Bundan daha büyük bir azabı da dünyada vermek mümkün değildir. Yine de Allahü teala yahudilerin ve ortaklarının cezasını ahirette eksiltmeden dünyada da vereceğinin vaadini vermiştir. Gönlünüz rahat olsun.