Bırak aksın yaşlar, banyoda ağlama tabi Allah muhafaza.
Bazen biz kadınlar, insanları bilhassa eşimizi olduğu gibi kabul etmekte çok zorlanıyoruz. O da çırpınsın, o da heves etsin, o da konuşsun, o da gezsin, o da işe el atsın vs vs uzar liste.
Tabi ki eşlerin birtakım sorumlulukları var ve yerine getirmek de zorundayız ama bazen sorumluluktan ziyade beklentiyle hareket ediyoruz.
Ben de çok isterdim mesela bıcır bıcır konuşayım, eşim de beni dinlesin. Ama bizim evin erkeği ben olduğum için bu pek de mümkün olmuyor. Ben de iyi tarafından bakıyorum, neticede az ve öz konuşmak islam ahlakındandır.
Nokta atışı cümleler kurmam lazım çünkü ben bitirir bitirmez konuşacak. Bana lafı uzatmamayı öğretti mesela.
Ya da o anlattıkça satır aralarını da okuyup onun anlayamadığı yerler anlamayı öğrendim.
Yani ben bana zararı var derken olumlu yöne çektiğimde aslında pek çok şeyi öğrendiğimi fark ediyorum.
Ha hala daha ister miyim konuşmak? Tabiki de! Bırak da biraz biz anlatalım be…
Üzül, acını yaşa ve tez vakitte içinden at. Dünya bir gün, o da bugün. Üzülmene değmediğini anlayacaksın.