Bazen düşünüyorum , neden ve niçin dünyaya geldik?
Çocukluğumuzdan beri düşe Kalka büyüdük, yokluk ve sefilik içinde buyuduk...
Çok iyi hatirlarim amcamın evimize girip annemi dövmeye çalıştığı günleri , hepimizin ağlayarak annemin arkasına saklandığı zamanları hiç unutmam...
Annem oruç tutardı evde yiyecek birseyimiz yoktu, ve annemin tuz ve kuru ekmek ile iftira açtığı günleri
Giyecek elbisemiz yoktu, ayakkabımiz,corabimiz yoktu, birileri çocuklarının eskilerini verse giyerdik dünya bizim olurdu
Bir ara amcamlara gittim bulgur var mı diye amcamın eşi verdi, ertesi gün amcamın kızı okula gelip herkesin içinde siz fakirsiniz tencerenizde pisecek hiç birseyiniz yok bizim eve gelip bulgur isteme artık gururum ayaklar altindaydi ama fakir olmak benim için utanç değil onurdu çünkü kalbim zengindi! 12 yaşında ise babamı tanidim ne gunlerdi ya meğerse yıllarca abime baba demisim , babam bize öyle güzel bir hayat sundu ki artık herseyimiz vardı çok şükür ...
Ama eksilen birşey oldu annemin sağlığı işte bu beni hiç ayakta tutmadı , bizi koruyan evlatlarını koruyan o kahraman kadına hasta olmak hiç yakışmadı...
Hergun duamdir rabbim sen benim ömrümü de sağlığımıda anneme ver , diye
İnsanın yaraları kabuk bagladiysa o yara iyilesmemis demek bizdeki yaralarda kabuk bağlamış , biri nasılsın dese volkan olup patlayacak kadar cöktuysek hiç birşey geçmemiş demek ...
Hellede hayırsız eşe rast geldiysek gerisini düşünmek dahi imkansız ...