İkiz gebelikler anne adaylarının normalin üstünde bir emek sarf etmesinin gerektiği hamileliklerdir. Tekli hamileliklerde bebeğin gelişimi için ihtiyaç duyulan vitamin ve minerallerin alınması ne kadar önemliyse, ikiz gebeliklerde bunlar iki katı önemlidir. Anne adayının sağlıklı beslenebilmesi için ikiz gebelikte beslenme programları hazırlanırken özellikle 4 temel maddenin alımı göz önünde bulundurulur. Çünkü özellikle ikiz gebeliklerde bu 4 temel maddenin eksikliği anne ve bebekler için ciddi riskler oluşturur. Bunlar demir, kalsiyum, Omega-3 ve proteindir. Bu 4 madde hamilelik sürecinde bebeğin gelişimi için son derece önemli olduğundan yeterli miktarda alımı şarttır.
İkiz Gebeliklerde Demir İhtiyacı
Hamileliklerde beslenme programlarının temel mantığı aynı şeye dayanmaktadır. Önceliğimiz bebeğin gelişimini sağlıklı bir şekilde sağlaması için gerekli mineral ve vitaminlerin alımıdır. Demir eksikliği tüm hamileler için ciddi riskler barındırmasıyla birlikte ikiz gebeliklerde en çok rastlanan sorunlardan biridir. İkiz gebeliklerde doktorların verdiği demir ilaçlarıyla birlikte anne adayının da beslenme programında dikkat etmesi gereken noktalar vardır.(Demir Eksikliği olanlara beslenme tavsiyeleri)
- Demir bakımından zengin sayılan yumurta, kırmızı et, baklagiller ve yeşil yapraklı sebzelere günlük beslenme programı içerisinde mutlaka yer verilmelidir.
- Anne adaylarının yedikleri besinlerdeki demir emilimi, C vitamini içeren besinlerle eş zamanlı yapıldığında artmaktadır. Bu yüzden de yemeklerin yanında bol C vitaminli salatalar ya da doğal meyve suları tüketilmelidir.
- Çay ve kahve tüketimi ikiz gebelik bekleyen anne adaylarının beslenme programından çıkarılmalıdır. Çünkü çay ve kahve içerdikleri kafein dolayısıyla demir emilimini azaltır. Demir eksikliği çeken anne adaylarının hamilelik sürecinde çay ve kahve tüketimine ara vermeleri gerekmektedir.
İkiz Gebelikte Omega-3 İhtiyacı
Anne karnındaki bebeklerin zihinsel gelişimleriyle birlikte kalp ve göz gibi organların gelişimi için de olmaz olmazlardan biri de Omega-3 yağ asitleridir. Anne adayının hamilelik boyunca beslenme programında yer alması gereken bu yağ asitleri en çok balıklarda bulunur. Annenin haftada en az 2 kez balık tüketmesi gerekmektedir. Ancak balık tüketimiyle ilgili dikkat edilmesi gereken nokta, balığın içerdiği cıva miktarıdır. Anne adaylarının hamilelik sürecinde cıva oranı yüksek balıklar yemeleri onların ve bebeklerinin sağlığı için zararlıdır. Bunun için daha yüzey balıkları tercih edilmelidir.(Gebelikte Balık Tüketmenin Faydaları) Balık tüketemeyen anne adaylarının Omega-3 takviyeleri almaları gerekir. Balık dışında badem, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerde de belli miktarda Omega-3 bulunur ancak anne adayının kilo alımını göz önünde bulundurarak bunları tüketmesi beklenir.
İkiz Gebelikte Kalsiyum İhtiyacı
Kalsiyumun hamilelik döneminde yeterince alınmaması uzun vadede hem anne hem de bebekler için ciddi kemik hastalıklarına yol açabilir. Özellikle 28. Haftadan itibaren anne adayının kalsiyum tüketimine dikkat etmesi gerekir. Sıklıkla bu süreçte karşılaşılan kalsiyum eksikliği bebeklerin gelişimi için annenin kemiklerinden kalsiyumun kana karıştığı gözlemlenmiştir. Bu da anne adayının ileri yaşlarda kemik erimesi gibi hastalıklar yaşamasını muhtemel kılar. İkiz gebelikte beslenme programı oluşturulurken anne adayının günlük 2 bardak süt ve en az 50 gram peynir tüketimine öncelik verilmelidir. Süt içmekte zorlanan anne adaylarının yoğurt ya da kefir tüketerek kalsiyum alımını sağlamaları şarttır.
İkiz Gebelikte Protein İhtiyacı
Hamilelikte bebeklerin zihinsel ve fizyolojik gelişimi için kesinlikle gerekli olan protein ihtiyacı hayvansal ya da bitkisel protein kaynaklarından sağlanabilir. Ancak hayvansal kaynaklı besinlerdeki protein oranı daha fazla olduğundan özellikle kırmızı et, yumurta, balık ve süt tüketimi tavsiye edilir. Bunların dışında baklagiller de önemli bitkisel protein kaynaklarındandır. İkiz gebelikte beslenme programlarında anne adaylarının her gün düzenli olarak protein alımının yapılması gerekir. Aksi takdirde bebeğin gelişimi yavaşlar ve doğum kusurlarının oluşmasının önüne geçilemez.
