Mekan değişsin, tebdil-i mekanda ferahlık vardır. Ailemle ben 18imdeyken Antalya'dan İstanbul'a hicret ettik, sıfır eşyayla. Antalya'daki evim 300 metrekare, 3 tarafı balkonla çevrili, denize, hastaneye, parka, çarşıya, pazara 5 dk mesafede ve tam merkezde sessiz sakin bir yerdeydi. Böyle bir evi sırf ehli sünnet bir medresede okuyabilelim diye bıraktık geldik. İnanır mısın dünyanın en küçük 1 oda 1 salon evde 7 kişi 19 kedi yaşadık (4 kedinin hepsi aynı anda hamile kaldı ve doğurdu) ve tuvalet banyo aynı şey olsa bile en mutlu olduğum zamanlardı.
Sonra birkaç sene geçti biz başka bir eve geçtik, deniz manzaralıydı. Öyle güzeldi ki hayatımın asıl en güzel günlerini orada yaşadım 4 sene. Sonra babam vefat etti, ben evlendim. Yurtdışına gelin gittim.
İlk başta aynı senin gibi düşünüyordum ama oradaki evimin içinde öyle rahattım ki belki İstanbul'a evlenseydim evliliğimin ilk senesi çok berbat geçecekti. Kimse bize ellemiyordu.
Sonra doğum için İstanbul'a geldim, ev açtım kendime. Elhamdülillah Rabbime hala daha çok mutluyum Rabbim daim etsin.
O sebeple neyin ne getireceğini bilemezsin, bir bakmışsın en güzel senelerin orada...