Ben yurtdışına yerleştim birkaç ay önce ve burada hamile kaldım. Dile hakimiyetim yok, ailem yok, arkadaşlarım yok sadece eşim var o da çalışıyor. Ve hamileliğim zor geçiyordu sürekli kusuyordum su içsem bile. Birinin önüme bir tas çorba koymasına muhtaçtım. O yalnızlığı dibine kadar hissettim. Midem bulandığı için yemek de yapamıyorum enerjim zaten sıfırdı; eşim işten gelince ya dışarıdan yiyebileceğim bit şey getiriyordu ya da lokantaya gidiyorduk. Eşimin dayısı yengesi kuzenleri ile aynı ülkedeyiz sadece farklı şehirlerdeyiz. Bizi davet ettiler bir haftasonu gittik, neden bilmiyorum hava değişikliği mi iyi geldi midem biraz düzeldi iştahım açıldı. Evde de yengesi sürekli ısrar ediyor şundan ye bundan ye, akşam yemeğine oturuldu cümbür cemaat. Ben de iki tabak yemek yedim. Çok acıkmıştım aylardır ev yemeği yiyemiyordum. Yemeyince zaten neden yemedin yesene diyip duruyorlardı. Neyse aylar geçti, bunlar Türkiye ye kayınvalidemin yanına gitmişler. Ya Bilge de 2 tabak yemek yedi hiçbir şey yemiyor diyordunuz sürekli yiyip durdu gibi aynı cümleleri tekrar tekrar söylemişler. Kayınvalidem de yenilen yemeğin lafı çok yapıldı diye kızlarına bir sürü hediye almış altta kalmamak için.
Ya Allah aşkına bu ne saçma bir şeydir hem yemek ye diye ısrar ediyor hem bol bol yemek var hem de hamileyim karnım aç yesem ne olacak sanki evi yedim bitirdim. Bundan sonra kimsenin evinde 1 bardak su bile içmem. 5 vakit namaz kılıyorlar bir de aşırı dindarlar güya. Hamile bir insanı doyurdun duamı almıştın o gün, ayıp ya. Valla ben şu süreçte herkesin yüzünü gördüm. Sonra Türkiye ye 2 haftalık bilet aldım annemin yanına gittim doyasıya yedim içtim annem prensesler gibi baktı. Gerçekten hiçbir şey yiyemediğim enerjimin çok çöktüğü bir dönemdi birinin bana yemek hazırlayıp yedirmesine muhtaçtım. Sonra ilaç almaya başladım şimdi kendi yemeğimi yapabiliyorum yiyebiliyorum ama asla unutmayacağım.